Büyük Britanya ve İrlanda

19. yüzyılın Katil Duvar Kağıdı: Paris Yeşili

Duvarkağıdı kullanımı geçmişte olduğu kadar popular olmamakla birlikte 19. Yüzyılda Viktorya döneminde sevilerek kullanılan genellikle çiçek desenleriyle dolu parlak renkli duvar kağıtlarının içerdiği zehir yüzünden ölümcül nitelikte olduğu anlaşılmıştı.

Napolyon’un Ölümünden Sorumlu mu?

1778’de Carl Scheele adlı İsveçli bir Kimyager, bakır arsenitten oluşan “Scheele’nin Yeşili” adlı parlak yeşil renkli bir pigment yaratmıştı. Bu renk özelikle 1848’de bir grup İngiliz ressam, heykeltıraş ve şair, sanat kritiğinin ortaya çıkarıp geliştirdikleri bir sanat akımı olan Ön Raffaeloculuk akımındaki sanatçılar arasında popular olmuştu. Günümüzde ticari olarak satılan yeşil boyalar genellikle arsenik içermemekteyse de Yakut Yeşili, Paris Yeşili, ve Schweinfurt Yeşili adıyla bilinen bu boyaların çoğu arsenik ile doluydu. Viktorya döneminde birçok aile, görünürde bir sebep olmaksızın gizemli bir şekilde hastalanmıştı. Su kaynakları incelendiğinde bir şey bulunmamıştı ayrıca evler temizdi, ancak ortak bir faktör dikkate alınmamıştı: yeşil duvar kağıtları. Arsenik yutmanın tehlikeleri iyi bilinmesine rağmen, 19. Yüzyılda yaşayan insanlar arsenik yüklü duvar kağıtlarının gerçekte ne kadar ölümcül olduğunun farkında değillerdi. Scheele’s Green, diğer adıyla Schloss Green, ucuz ve üretimi kolaydı ve 1770’lerin ortalarından önce kullanımda olan daha az canlı bakır karbonat bazlı yeşil boyaların yerini hızla almıştı.  Napolyon’un, binlerce insan gibi Scheele’nin Yeşil tutkunu olduğu ve bu yüzden öldüğü iddia edilmektedir. İddiaya göre Scheele’nin yeşil duvar kağıdı, Napolyon’un banyosundaki çizgili desen gibi ıslandığında veya küflendiğinde, içindeki pigment metabolize edilerek zehirli arsenik yüklü buharlar açığa çıkmıştı. Napolyon ölmeden bir ay önce vasiyetinde şu ifadeye yer vermişti: ‘Ölümüm erken. İngiliz oligopolü ve onların kiralık katili tarafından öldürüldüm’.

Doktorların Paris Yeşili ile Mücadelesi

1850’de Londra Hastanesi’nde çalışan ünlü bir kimyager olan Dr. Letheby, bir kızın ölüm nedeninin arsenik zehirlenmesi olduğunu iddia etti. Gazeteler doktorun teorisini hemen kamuoyuna duyurdular: aile evini kaplayan duvar kağıdında kullanılan arsenik dolgulu boyalar bir çocuğu öldürmüştü. Letheby, kişinin boyayı yemesine, hatta onunla aynı odada uyumaya bile ihtiyaç duymadığını, ancak bir çocuğu öldürmek için duvar kağıdındaki boyaya sadece birkaç saat maruz kalması gerektiğini iddia ederek daha da ileri gitmişti. Letheby kimseyi ikna etmedi. Yerel gazetelerde teorinin imkansız olduğunu ve kimsenin duvar kağıdı tarafından öldürülemeyeceğini iddia eden karşı iddialar yayınlandı. Letheby ve sonrasında Thomas Orton adlı başka bir hekim  iddialara arsenik dolu duvar kağıdının neden olduğu kişisel ölüm deneyimleriyle yanıt vererek şüphecilere karşı suçlamada bulundular.

Dr. Thomas Orton gördüğü bazı zehirlenme vakalarını şöyle anlatmıştı:

“Bir süredir hasta çocuklardan oluşan bir aile tanıyorum, çocuğu köylerine gönderilip iyileştiler. Tekrar eve getirildiler, yine hastalandılar. Duvar kâğıdı kaldırıldı, hastalık geçti. Birkaç gün önce kendi mahallemde bir kişi evini temizlerken duvarlardaki yeşil kağıdı hafifçe fırçaladı.Bir iki saat içinde kocasıyla birlikte gözlerinde ve başında ağrılar, üst dudağında ve burun delikleri tahriş ile bütün gece uyuyamayacakları şekilde boğulma hissi yüzünden uyuyamadılar. ”

Arsenik Zehirlenmesinin diğer sebepleri

Viktorya döneminde arseniğin bulunabileceği tek yer duvar kağıdı ve boya olmadığı için birçok sağlıklı insanın zehirlenme riski vardı. Kadınlr arsenikli yeşil elbiseler ve saçlarına yapay çelenk takarken erkekler, tümü arsenikli boyalarla boyanmış yeşil yelekler ve kravatlar giyiyorlardı. Sebzelere arsenik içeren böcek ilaçları püskürtüldü ve sinekleri caydırmak için et arseniğe batırılıyordu. Yalanabilir posta pullarının bile yeşil boyalarında arsenik olduğu bulundu.

Doktorların iddialarına karşın rengin popülaritesi nedeniyle, işletmeler bu kadar büyük bir gelir kaynağından vazgeçmek konusunda isteksizdiler. Bu yüzden ürünlerinde yanlış bir şey olmadığını iddia etmeye devam ettiler. Yine de hekimler bir kamuoyu oluştrmayı başardılar: 1859’da İngiltere’de ilk arsenik içermeyen duvar kağıdı William Woollams & Co tarafından üretildi ardından Morris & Co. firması da kendi kağıdını üretti. 1879’a kadar, Kraliçe Victoria, ziyaret eden bir devlet adamının hastalanmasının ardından Buckingham Sarayı’ndaki tüm yeşil duvar kağıtlarını yırtıp attığında, en sonunda bu boyanın kullanımını yasaklayan bir yasa çıkmıştı. 1903’te bir Kraliyet Komisyonu, yiyecek ve içeceklerde güvenli arsenik seviyeleri önermiştir.

Modern araştırmalar, aynı düzeyde arsenik zehirlenmesinin çocuklar, hastalar veya yaşlılar için ölümcül olabileceğini ancak sağlıklı bir yetişkin üzerinde pek etkisinin olmadığını gösteriyor. Yine araştırmalar, diyetlerinde daha yüksek düzeyde protein olanların, daha yüksek düzeyde arsenikle baş edebildiklerini de göstermiştir.